31 Ocak 2010 Pazar

http://www.ejderkapani.com/

Dershanede girdigim son sınavdan sonra bana bonus olarak elması yolladı sanırım allh 8)
elmasın ani ve kısa süreli gelişini nasıl degerlendirebiliriz diye düsünürken sahıl -tekira AFM -Tekirdag kofte- ve tabi ki rakı yapalım dedik.

Tekira-AFM de bilet alırken yerlerimizi göremiyormuşuz, sistem böyleymiş çok saçma! Neyse EJDER KAPANI na daldık ki ne daldık. Film harika tek kelime ile , ben çok begendim. Konusu- cocuk istismarı uzerıne ama cok yuzeysel geciyor. normal de cocuk ıstısmarı haberlerını ızlemıyor ve dınlemıyorum cunku cok etkılenıyorum 8(((( Oyuncuları konusu göruntu kalitesi herseyi ile 10NUMARA

''' bu konuda afla cıkan cocuk ıstısmarcılarına VE yalnızca oy almak adına AFCIKARANLAR a LANETLER OKUYORUMMMM. Her konuda itimazlı olunabilir ama 4-5 yasındaki bir cocugun buna maruz kalınması ilaç verilip geçistirilcek bır durum yada zamanla unutulcak bır durum degıl asla! ve ben tüm hümanistliğimi bir kenara bırakıp ŞERİAT a evet diyorum. ''''

27 Ocak 2010 Çarşamba

TEKİRDAĞda yine kar yağmakta
sakin sakin güzel güzel yağıyor,
film çekimlerinde olur ya naif naif düşüyor insanın üzerine ,
hafiften yorgunum bugun ,
kesinlikle tatile ihtiyacım var
kafa dinlemeye saati, telefonu , neti bir yerlere atıp
hep gitmek istediğim ve önünden sayısız geçtiğim ,
fakat gitmek için hiç caba göstermediğim güneyli köyüne gitmek istiyorum şiddetle,

GÜNEYLİ KÖYÜ İÇİN BURAYA

İnsan caba göstermeden eline gelir mi istediği gelmez dimi ,
gelse bile değerli olmacağını düşünenlerdenim ,

Şans faktörüne de çok inanırım , hayatımda ciddi şans faktörü oynar : ŞANSLIYIM ben kısaca :)
bazı şeyler , insanlar , beğendiğim kıyafetler hop diye beni bulur , dneir ya olmadık yerdeyken tahilim döner:)))

ama şunada iananıyorum bunlar içinde zamanında çaba harcamışım ki düşüncelerimle bir şeyler ekmiş ki ürünü alıyorum ,1ANLIK BİLE OLSA KAFAMDAN DERİN GEÇMİŞSE...
N e düşünürsem hayatımda benim oldu :) olmayada devam ediyor :)

O kadar dingin o kadar sakinim ki o kadar istediklerimle benimle birlikte dans ediyor ki...
Şükürler olsun ..

Küçükken babamın dolma kalemle , pilot kalemle yazı yazıdğını gördükçe kesşke ben de hep pilot kalemle imza atsam , yazı yazsam derdim. Şuan her sabah elimde pilot kalemle imza atıyorum :)

SEnler ince Ebru Akel in çizmelerini görüp, aaa keşke benimde olsa deyip seneler sonra eskitene kadar giydiğim bir cizmem olmasıda tesadüf değil bence...

Düşüncelerimiz tohum gibi, ekiyorsun , suluyorsun , uygun zaman ve sıcaklık buldumuuu hoopp yeşeriyor...

İMGELEMEK bir nevi...kafamda hep bir panom var ,oralara koyuyorum kendimi çok ta mutlu oluyorum kendimi oralarda gördükçe :) Görüyorum da zaten yeri ve zamanı geldikçe ..

Bu post sanırım 1 dönemin yorgunluğunu ve dershanede geçen tatil günlerinin vermiş olduğu sıkıntıyı atmaya yarayan bir post oldu.
bir nevi bloggeri sömürdüm yani (8=)


Ne zamandır saat bakıyorum kendime . Hem erkek saati gibi olsun , hem okadar büyük olmasın , meta kayışlı olsun ,kaliteli bişey olsun .. falan filan derken TEKİRA ' daki bir kuyumcuda istediğim gibi saat buldum.

Aydın Saatçilik SEİKO nun distrübütörlüğünde web sitesine de baktım. (SEİKO -LADİES serisinden)Kuyumcunun bana söylediği fiyatla aynı gerçekten fiyatları. Baktığım başka bir kuyumcuda bu saat 100tl daha fazla fiyat verdi. Neyse güvendiğim bir yer buldum.

Şimdi de renginde kararsız kaldım . Sarı simli , krem kahve tonları giyinmeyi seven ben için sanırım sağdaki altın-beyaz karışım bana daha çok uyucak ama Yinede KARARSIZIM !!!!!!!!

SEİKO- AYDINLAR SAATÇİLİK İÇİN : BURAYA

25 Ocak 2010 Pazartesi


Bilgisayarımın renginin bozukluğundan dolayı ten rengimi esmer ,üzerimdekini de pembemsi görmekteyim ama siz umarım beni beyaz tenli ve üzerimdekini de krem rengi görüyorsunuzdur:)

İlk triko kumaş dikiş denemem sanırım güzel bir şekilde sonuçlandı. Aldığımda koskocaman bir top kumaştı. Napsam ki acaba derken yine kolay kaçtım galiba .

KOTON , MANGO , HERRY..vs..gibi markaların koleksiyonlarının kolaylıkla yapılabilecek ,salaş ve tek dikiş ile harikalar yaratılan parçalAr bulunmakta, yani tam benlik diyebilirm. Az zamanda çok şey üretip giymek isteyenler içinde yarasa kol, salaş hırkalar, kayık yakalar güzel alternatifler diyebiliriz.

Gördüğünüz gibi dikdörtgen parçanın kenarlarını kıvırdım , yaka oydum , istediğiniz dökümü verdikten sonra 2 kenara attığım tek dikiş darbesi ile tatatamamamamam karşınızda KREM TİRKO BLUZ:)

Benim iş güzarlığımla ile 15 gün elimde sürüklendi. Ama toplam harcadığım zaman sanırm 1 saat kadar.

Kumaş topumunun yarısından da seco'ya aynısından diktim.

küçük bir parça kaldı onda diğer postun konusu artık,

Botlar topuk boyları yüzünden özel gün ve gecelerde giyilmekte , geçen sene KOTON dan almıştım ,

Küpe' yide KOTON dan geçtiğimiz günlerde aldim. % 70 indirim ile 5 tl





24 Ocak 2010 Pazar

24Yaşında biri olark bu kadar çok karı bir arada gördüğümü hatırlamıyorum desem abartmam herhalde , gördüysem bile bu zevk aldığımı hatırlamıyorum.

Sitenin bahçesinde yaptığımız hafif tombalak kardan adamdan sonra sitenin minik cocuklarından biri benim öğretmen olduğuma bir türlü inanmadı :)

sen gercekten öğretmen misin ? hani derse giren öğretmenlerden misin ? Öğrencilerin mi var senin ?

Öyle bir ifadeyle bakıyo ki Bir görseniz hadi canım cocuk mu kandırıyosun gibi :))))

Neyse efendim Tekirdağ sanırm 1 hafta kadar belkide daha az bir zaman dilimi gördüğünüz üzre bembeyaz:) Bizde halk olarak doya doya tadını çıkarıyoruz:)

Resimde gördüğünüz üzre bütün gün karlarda yuvarlanmaktan her tarafım karlı bir şekilde hatta buzlu bir şekilde geziyorum :) Ama hiç üşümüyorum :) Çok mutluyum , çocuklar gibi şen'im.ŞENİZ:)



































18 Ocak 2010 Pazartesi

Gelen bir maili çok beğenip sizinle paylaşmak istedim..

BOL BOL ŞEKERLER DİLERİMM HERKESE:)


Kavanoz ve 2 Fincan Kahve:

Ne zaman hayatında bazı şeyler taşınamaz hale gelirse, ne zaman
24 saat kısa gelmeye başlarsa, o zaman kavanoz ve
2 Fincan Kahveyi hatırlayın!

Bir gün bir Felsefe profesörü, elinde birkaç kutu olduğu halde derse gelir. Ders başladığında, hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe bir kavanoz alır ve ağzına kadar tenis topları ile doldurur ve öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar;


Öğrenciler ittifakla kavanozun dolduğunu ifade ederler, Bu sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden aldığı çakıl taşlarını, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlu kları doldurur ve öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar, onlar da 'evet' doldu derler, profesör bu defa masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker.

Tabii ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur.
Ve tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar, Öğrenciler de koro halinde 'evet' derler.

Bu sefer profesör masanın altında hazır bekleyen 2 fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır, Kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. Öğrenciler gülerler!
Profesör öğrencilerin gülüşünü destekleyerek 'eveet' Diyerek;
Ben 'Bu kavanozun sizin hayatınızı simgelediğini ifade etmeye çalıştım' Der.
Şöyle ki; Bu tenis topları hayatınızdaki öneml i şeylerdir; aileniz, çocuklarınız, sıhhatiniz, arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan şeylerdir.

Diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur.
O çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer şeylerdir; işiniz, eviniz, arabanız vs.

Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir.

'Şayet Kavanoza önce kum doldurursanız. ..' diye, anlatmaya devam eder, 'çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına (yeterli) yer kalmaz.

Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır..

Dikkatinizi mutluluğunuz için önem arz eden şeylere çevirin. Sizi mutlu edebilecek kişileri seçin. Çocuklarınızla ilgilenin. Sağlığınıza dikkat edin. Sevdiğiniz kişi ile yemeğe çıkın. Spor yapın. Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin. Öncelikleri,
sıralamayı iyi bilin. Gerisi hep kumdur.


Bu Ara Bir öğrenci sorar; 'Peki, O iki fincan kahve nedir?'
Profesör gülerek: 'Bu soruyu bekliyordum, Hayatınız ne Kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle bir fincan Kahve içecek kadar yer vardır !!!'


KAHVE İÇTİĞİNİZ KİŞİ SİZE HEYECAN VERİYORSA ODA ŞEKERİDİR:)

14 Ocak 2010 Perşembe

Yılbaşı geçti gitti ama FLİCK a bu kolajları atmışım birara.Şimdi buldum hemen siiznle paylaşıyım dedim.
AYrıca bu yazı bir DIY PROJESİ de içermektedir:)

Nasıl mı ? ŞÖYLE Kİ...

Yılbaşının kendine has renklerine ait yünler alınır. Bir güzel değişik boyutlarda ponpon yapılıp evin herbir köşesine asılır.
2 ve 3 numaralı resimlerde görüldüğü üzre...

hatta doğum günleri içinde rengarenk yapılabilir.

Hatta küçük ponponları misinaya geçirmek suretiyle kapı süsüde yapılabilir. Ama biraz toz toplama muhabeti olabilir. Özellikle astım bronşit gibi hastalara iyi gelmeyebilir.

Örneğin ben 2-3 yaşlarından 14-15 yaşıma kadar astımla uğraşan biri olarak toz toprak havasız ortamlar beni çok etkiliyor. Hatırlıyorum da küçükken astım yüzünden resmen nefes alamıyordum. Neyse başka bir zaman astım hakkında detaylı bilgi verebilirm .Çünkü 4 kuşak astım hastasıyız:) Az çok bilgiye sahibim...:)

Yılbaşı ağacımzı sneler önce sanırm ben ortaokula giderken babamın eminönü-cağoloğlu dükkana mal alımında almıştı. İlk eve geldiğinde o kadar mutlu olmuştuk ki Secoyla başından ayrılmıyorduk. Bütün gece ışıklarının yanıp sönmesini izlerdik ışıkları kapatıp:) Tabii ozman boyumuzdan biraz kısaydı.simdi belimize geliyor:))))
Bende ağaçımızın altına sehpe koyup etrafını da lame -milenyum rengi kumaşla sardım. Üstünüde bol bol süsledim. Hatta tombola yapınca ağacı sallarak üzerindekileri döktüm:)

Buarada ağaç hala ortada benim toplamamı bekliyor. Umarım en kısa zamanda toplarım kendilerini...