24 Haziran 2010 Perşembe

Felsefem:Kuralları yık
hemen affet
tutkuyla öp
dürüst sev
içten gül
şükret
ve gülümsemeyi asla bırakma…
Hayat: Harika bir şans
Çocukluk: Hiçbir zaman içimden gitmeyen enerji
Güneş: ışık, yepyeni bir gün
Gözler: Kalbin aynasıdır,yalan nedir bilmez onlar :)
Yıldızlar: Yıldızlar gibi parlamak uçsuz buçaksız siyahlıkta
Güzellik: Kalbinin temizliği yansır
Sevgi: Aşkın kardeşi
Aşk: Harika duygu
Müzik: 7/ 24
Dost: Sahibim gerektiği kadar
Para: Güzel ama benden güzel değil..
Zaman: Vakit nakittir
Erkekler: kızlaaaaaar:)))
Savaş: Acıdır
Ağlamak: Temizler zehirleri
Ayna: Ayna varmı benden güzel :)
Hayal: Hayallerim olmadan asla!!!!!

21 Haziran 2010 Pazartesi


Tekira da gerçekleşen (daha öncede bahsettiğim) MODA GÜNLERİ nin Takı Atölyesi Çalışmaları'na da katıldım. Bu sefer yalnızdım. İnanır mısınız terapi gibi geldi:)))

Ben ve bir sürü boncuk :))) HUZUR:) 2 saat nasıl geçti anlamadım bile ...

Tekira bünyesinde gerçekleşen takı tasarım atölyesine konuk olarak HÜLYA KARAOSMAN davetliydi. Şuan kendisi VAKKO nun TAKI TASARIMCISI olarak aktif şekilde takılarını tasarlamaktadır. Kendisi çok naif, alçakgönüllü ,güzel ve şık bir bayan.Çok müthiş bir elektirği var. Kendisi yaptığımız takıları yorumladı ve yine ilk 3 ü seçti.

Ben bu sefer dereceye giremedim. 1.olan arkadasımızın takısı gerçekten çok ilginç ve güzeldi. O gün yanımda fotoraf makinem olmadığından dolayı resimleri mevcut değil elimde.

Bir yandan takı yapıp bir yandanda Hülya Hanım la bu işe nasıl başladığını sordum,

Kendisi daha öncesi tasarım çizim işleri ile ilgilenmekteymiş. Bir gün ben takı yapmalıyım diyerek tutmuş Eminönü'nün yolunu. Aldığı takı malzemeleri ile bir gecede 60 tane takı yapmış. Takılarını gören bir arkadaşı bu yaptıklarını İstanbul a götürmeleri gerektğini söylemiş ve İstanbul da arkadaşları aracılıyla VAKKO ile çalışmaya başlamış.Tasarladığı bir kolyesi Televole de haftanın kolyesi seçildiği ve VAKKO kendisinden bu kolye için yüklü bir sipariş veridğini belirtti. Halen kendisi VAKKO ile çalıştığını VE kendi markasını oluşturma adına girişimlerde bululduğunu söyledi.


2010-2011 kış koleksiyonu için hazırladığı birkaç takısını da görme fırsatım oldu. Gerçekten çok güzeldiler:))

Aslında her bayan , kendi yaratıcılığının yeteneğinin farkına varıp düşlerini gerçekleştirmesi hiçte zor değil.Hülya Hanım daha sonra takı alanında kurslarda vermiş üretken bir bayan.

Takı Atölyesine gitmeden önce Hülya Hanımı GOOGLE dan aradım. Yine hemşerisi olan Cem ŞAKOĞLU nun blogunda Hülya HANIM hakkında çok güzel bir yazı okumuştum. Dersime hazırlanıp gitmiştim kısaca :)) Yazımın sonunda Cem BEY in yazısını okuyabilirisiniz.



Resimde gördüklerinizde benim 2saat içerinde yaptığım takılar :)

1.Resimdeki kolyemi yaparken beyaz gömlek üzerine çok güzel durur diyedüşünerek yapmıştım ki Hülya HANIM da benimle aynı fikirdeydi. Takı yaparken asla simetrik taşlar kullanmam. Hepsinin kolye üzerindeki yerli özgürce seçilmiş, hiçbiri birbirne bağlı değil.

Sarı halkaları boncukalr arasına koyarak ayrı bir hava katmış oldum ki bende ilk defa kullandım halkalrı amaçları dışında:))

Sarı zincire gelinde ise diğer örgü topların etrafına kullandığım kapamalardan başka kalmamıştı. Bende boncuklar arasında bulduğum altın kaplama zinciri gelişi güzel sardım. Hülya Hanım bu ayrınıtının çok hoş, ve kolyeyi farklı kılan yerin orası olduğunu söyledi:)))


>


bu kolyeyi tasarlarken ilkbaharın o soft renklerini düşünerek krem rengi ve pembe renginin geçişini kullanadım. Tabii ki yine simetrik değil.:)



Burda bahsettiğim beyaz elbisemi düşünerek tasarladım.








Boncuklar neden hep aynı diye sorarsanız, Atölye 2 gün olduğu için ve ben son güne katıldığım için benim payıma da bunlar düştü:)











Cem ŞAKOĞLU nun 11 Nisan 2009 Cumartesi günü yayınlanan yazısından alıntı ,

Son yılların moda işlerinden birisi takı tasarım işi. Hemen hemen hanımların çoğu denemek için de olsa boncukçulardan boncuk alarak bu işi denemişlerdir.

Tabi ki bunlar amatörce merak kaynaklı girişimler. Ancak o amatörce başlayan işler kimi zaman yapan kişinin yeteneğini de ortaya çıkartıyor. İşte o yeteneği ortaya çıkan kişilerden birisi de

Sevgili Hülya KARAOSMAN. Aslında Hülya’yı daha önceki yıllardan Serdar Kundura’dan tanıyabilirsiniz.
Hülya harika tasarımlar yapıyor. Onun tasarladığı ürünler Vakko’nun vitrinlerin süslüyor. Yani Vakko mağazalarında sergilenen takıları Hülya tasarlıyor. Sadece Vakko’mu? Değil elbette. İsimlerini magazin programlarında duyduğumuz bir çok ünlüye de özel takılar tasarlıyor. Mesela Emel YILDIRIM’ın, Derya TUNA’nın ve daha bir çok ünlü ismin takılarının çoğu bizim Hülya’nın ellerinden çıkma. Hatta şu sıralar Erdal ACAR’ın Home Store mağazalarını eşi Emel YILDIRIM’a alması üzerine, bu mağazaların satacağı tasarım takılarını da kuvvetli bir ihtimalle bizim Hülya hazırlayacak.

Amatörce başlayan bu merakın ilginç bir gelişimi var. Sevgili Hülya takı tasarımı işine merak sardıktan sonra ürünlerini dostlarına göstermeye ve hatta satmaya başlıyor. Bu işlemlerden birisinde Sevgili Dost, Yunus GENCAL’da o ortamda bulunuyor ve Hülya’nın ürünlerini çok beğeniyor. ‘ Senin bunları İstanbul’da pazarlaman gerekli’ diyor ve İstanbul’da yıllardır konfeksiyon işi yapan akrabasının yanına yönlendiriyor. O da Hülya’nın yanına bir elemanını vererek ünlü markalara ürünlerini gösterebilme fırsatı yaratıyor. İşte o gün Vakko bizim Hülya’nın bütün takılarını satın alıyor ve vitrininde sergilemeye ve satmaya başlıyor. Hatta o an itibariyle kendilerine seri siparişler hazırlamasını istiyor.

Bu gün itibariyle 8 yıldır Vakko’ya çalışıyor. Şans burada da durmuyor. Derya TUNA işte o Vakko mağazalarından birisinden aldığı ve boynuna taktığı takılardan birisi o hafta televole programında haftanın takısı seçiliyor. Film burada başlıyor. Emel YILDIRIM ekranda seçilen takıya bayılıyor ve Vakko’dan bizim Hülya’nın telefonuna ulaşıyor.
Hani derler ya hayat bir kere gülmeli insana. Bir kere istemeli diye, bu da öyle bir hikaye. Ancak bizim Hülya işini gerçekten harika yapıyor. Tasarımlarını erkek kardeşinin ‘ERKAN OPTİK TASARIM ATÖLYESİ’ isimli dükkanında sergiliyor. Bu arada tanıdığı ve bildiği bayan müşterilerinin ev ve işyerlerine de götürüyor ürünlerini. Ulaşmak isterseniz diye o iş yerinin telefon numarasını da istedim kendisinden. Buyurun bir hizmet daha size323 62 44

Bu kentte marka olmayı başaran herkesi desteklemeye hazır olduğumu bilmenizi istiyorum. Hatta markalaşma sürecinde kendilerine destek olmak için hazır olduğumu. Bu bir süreç elbette ama ürününüzü başka ürünler ile rekabet ettirecekseniz, markalaşmak zorunluluğunuz olduğunu unutmamanız gerekli.

Sevgili Hülya’ya çıktığı bu marka yolunda başarılar diliyorum. Onun tasarım takılarını gördüğünüzde bu sürecin çok hızlı olacağını sizde anlayacaksınız.

Kutluyorum…

20 Haziran 2010 Pazar




Canım babam Seni çok ama Çok Seviyorum :)

17 Haziran 2010 Perşembe

22 Mart ' ta gazeteyi açtığımda bu resmi görünce bir an durdum kaldım.
Sebebini bilmeden , onca gelin-damat görseli görmeme rağmen
Vuruldum bu tabloya :)))
Gelinlik deseniz çok orjinal yada hayallerimin gelinliği değil:)
Damata papyon taktırma fikri yok aklımda:))
Duruşları mıdır? Bakışları mıdır? Benim hissettiklerim midir?
BİLMİYORUM
sadece NEDENSİZ BİR HİSS!

14 Haziran 2010 Pazartesi

Buaralar Sertab Erener VE Çocuklar Gülsün Diye adlı projenden başka birşey düşmüyor dilimden:)))

Sertab ın albümü RENGARENK tekrar tekrar dinlendi. RENGARENK şarkısı pek çok sevildi :))))

Çocuklar Gülsün Diye projenin kurucularına bir bir mailler atıldı, facebook twitter ... her yol denendi . Gönüllü olarak yer almak istiyorum iletim ulaştı kendinelerine.

Sosyal sorumluluk projem benim benim :))):)))

Olması gerekende bu değil mi aslında? Herkes bir vakıf dernek proje kampanya adına elinden geleni yapsa ne güzel işler çıkar dimi? Oturduğumuz yerden SMS atmakla bu işlerin olmayacağını düşünüyorum. Hem sms atalım , hemde gönüllü olarak çalışalım. Zamanım yok vaktim yok ..vs gibi lakırtılar bahaneden ileri gitmez. KABUL EDELİM!!!!

Planlı, programlı olan hayata herşeyi rahat rahat sığdırabiliriz. Eğer GÜN 25 SAAT OLSUN HİÇBİRŞEY YETİŞMİYORUM diyosanız problem bizdedir. Güne atmayalım suçu. Niye ise genelde suçlarımızı kabul etmez. Her daim başkalarına atarız :)) İnsanoğlu modu:)))

Neyse bu postun asolan konusu , Sertabın Mor Şifon Elbisesidir...

Çok yakın arkadaşlarımdan birnin 19 hazirandaki nişanına davet edilince etekler tutuştu. Abiyelere bakıldı, giyildi..vs.. Sonunda "eğer ben beğendiklerimden birini alırsam NİŞAN KIZI ile beni karıştırabilirler:))))" kanısına varıldı. :):)
:)

Tüm abiyeler bu kadar taşlı tuşlu mu olmalı kii...:(((

İş başa düştü. Sertab'çığımın- Koparılan Çiçekler videosundaki morlu elbiseye vuruldum.

Pazarda da canım kumaşçımdan morlu ama esas baz aldığım yumuşak şifon tarzında kumaş bulunca dünyalar benim oldu. Mor renkli olmasıda yanında bonusu oldu:))))
Ve anneannemden biçme, annemden teğel alma konusunda yardım alarak imece usulü başladım dikmeye :)))

Bakalım nasıl birşey çıkıcak karşımıza.. Bende heyecanla bekliyorum...Ayakkabı ve aksesuvarlarıda kolayca bulabileceğimi inanarak eğitim bilimleri denememe dönüyorum....

Bir tane daha yok şu andan
Her an yeganedir tektir
Tut yakala saçlarından
Kaçırma vakit nakittir

















Balkonunuzu süsleyebilir,
oda kapılarınıza kapı süsü yapalir,
odanızın bir duvarını renklendirebilir,
uçlarına minik çanlar deniz kabukları takarak rüzgar gülü yapabilirsiniz..


2-Dünya haritasına benim gibi zafı olanlara...

(koskocaman dünya haritasını çerçeveletip asasım var ama boş duvar yok :(:)


3-Çikolatınızı alır, güzel kap kagıtlarına sarıp,üzerlerini istediğiniz şekilde süsleyebilir, minik notlar yazıp sevdikleriniz veya kendınızı mutlu edebilirsiniz...

12 Haziran 2010 Cumartesi

Esra EROL değil ESRA :))
SENİ ÇOK SEVİYORUM BEBEM ,
İYİ Kİ VARSIN HAYATIMDASIN
iyi ki beni BİZİ bu kadar mutlu ettin

10 Haziran 2010 Perşembe

Anaokulu yapıyoruz arkadaşlar
0-6 yaş bir çocuk için ne kadar önemli olduğunun
farkında olalım ve bu kampanyaya destek olalım
:) yaz TURKCELL 1234
TELSİM İÇİN 2345
AYRINTILI BİLGİ İÇİN ===== BUYRUN






1. Gün: VOLKAN KONAK - YÜKSEK SADAKAT

2. Gün: EDİP AKBAYRAM - KİBARİYE

3. Gün: DEMET AKALIN - BENGÜ
detaylı bilgi için : tık tık

7 Haziran 2010 Pazartesi

Yine harika günlerden bir gün havanın cezbedici sıcaklığı ve harika bir dost ile salıverdik kendimizi SAHİL-İ TEKİRDAĞ 'a:))))

Hava mis gibiyidi, yeni cansuyunu almış çim kokusu ve tabii kii yarı deniz yarı kanalizasyon kokulusu uçsuz bucaksız mavilikten yüzümüze yüzümüze çarpıyordu :))))Klasik Tekirdağ sahili...

Festival hazırlıkları tam gaz devam ediyor. Kimler kimler geliyor bir bilseniz :))) diğer post a alıyım sizi....

Önce volta atık SAHİL-İ TEKİRDAĞ da ,sonra yaydık kendimize çimlere foto çekildik { çok eğlendik }, baya oldu sanırm açılalı Rıhtımın yanındaki balıkçıda balık emek , sonrada Rıhtım Bahçe de canlı müzİk eşliğinde çayımızı içtik.

Saate baktık 10 olmuş:))) 6 da buluştuk. Buluşurken 1 saatliğine dedik :D takılıp kalmışız birbirimize ...

İnsanın bu hayattan zevk almasını sağlayan iyi niyeti, tertemiz kalbi diye düşünüyorum:) ki sana harika dostlar, arkadşlar ,paylaşımlar veriyor :)))))

8 rakamı benim uğurlu rakamım :) neyse artık uğurlu rakam da :D Severim 8 sayısını...
Baktım taşlarla yazmışlar 2008 diye direk pozumu verdim :)))

Harika bir günü daha bitirmiştik, güle oynaya ...

içinizdeki çoçuku asla ama asla kaybetmemeniz dileğiyle ....



DİPNOT: Demet Akalın - Ziynet Sali----Bozuyorum Yeminimi düetinde Ziynet Sali yi birkez daha alkışlıyorum allah vergisi sesini bu kadar güzel kullandığı ve kendini bu kadar geliştirdiği için...

Beyaz elbisem: Secoyla ikimize geçen sene eylül gibi pazardan almıştım, Bir örnek ikiz gibi:)))
Daha önce olmayan beyaz elbise acaba niye şimdi olmaya başladı :)) Hayır hayır düşündüğünüz gibi değil .. Tam tersi :)))

Ayakkabılar: Tekirdağ bir dükkan

Kot çeket : lise mi orta okul mu :DDD baya eski

Çanta: Üniversite ama hatırlamıyorum

Kolye : ben yaptım

Şöyle ki: Canım sıkıldı dedim şu takı tezgahımı açmalıyım , birkaç tane kolye yaptım .Sonra baktım pempe tül - mavi boncuk çok uyumlu ve şeker geldi. Bunlarla ne yapsam derken :DDD bu kolye çıktı :D

Pempe tül : nikah şekeri
mavi boncuk : yemek masası dizayn boncuklardan
Üzerindeki krem düğmeler VİNTAGE :))) anneannemin devasal ,bir ömürlük düğme torbasından :)))
























4 Haziran 2010 Cuma

Seco ile Tekira Moda Günleri adlı etkinlik içinde yer alan NUR TOKAY ile ŞAPKA TASARIM ATÖLYESİ 'ne uça uça katıldık.
Nur Tokay' ın seçimi ile 1. olduk:))) yuppiiii:)))
(beyaz hasır şapka ve kıyafetim tamamıyla tesadüftür,
..ama güzeldiR tesadüfler benim hayatımda:)
TEŞEKKÜRLER)









1.olan şapkamız sezgi ve seco:)))