29 Temmuz 2011 Cuma

Burda pastayı ,burda ise süslerimizi  hazırladık. 


Sıra geldi kardeşimin ani misafirlere karşı hazırlanması kolay, malzeme rahatlığı olan aparatifine.


Biz bu işi yine çocuklarla yaptık.Hatta yalnızca çocuklar hazırladı desek yeridir.


Öncelikle milyöfleri uzunlamasına kesiyoruz. Kestiğimiz parçaların üzerlerine reçel veya  marmelat veya nutella sürüyoruz. Tercih bize kalmış. 


Bu parçaları alıp dolma sarar gibi sarıyoruz. Son olarakta şekere batırıp fırına yolluyoruz.


Milföyden tatlı aparatifimiz hazır :)  

Afiyet olsun :)


28 Temmuz 2011 Perşembe

Yaz en kavurucu en yorucu halini yaşatırken ,


Ben bir sene boyunca ayrı kaldığım doğa, güneş, deniz üçlüsünün nimetlerini sonuna kadar kullanıyorum.


Dağın eteklerindeki güneş pırıltıları....


Az ileride de sonsuz Mavi'lik...


Üzerimde çiçek desenli  90'ların bağcıklı korsaj elbisesi...


Eteğin 2 kenarındaki Güpür detayı...


Daha ne olsun :)))













26 Temmuz 2011 Salı

Bu yazımda sizlerle paylaştığım pastayı yaptık yapmasına, birde pastanın üzerine süs istedi bizim küçük hanımlar.
Nasıl birşeyler yapsak derken ortaya güzel birşeyler çıktı ,

Malzemelerimiz:

Çöp şiş 
Tatlı konulan renkli kağıtlar
Kurdele
Renkli raptiye
Makas

IMG_7542 by sezgidmrg

Yaptıklarımız yetmedi, gazetenin verdiği sticker vari yapıştırmaları da arkasındaki kağıdın arasına çöp şiş yerleştirerek. Kurabiyelerin böreklerin üzerine  yerleştirdik.

Hem yaratıcı hemde eğitici fikirler sizin ve çocuklarınızın olsun :D




23 Temmuz 2011 Cumartesi

Canım kuzenim hayatının en özel anında yanında olduğum için çok ama çok mutluydum. Bu özel anlara şahitlik etmek benim için çok anlamlıydı.


1-2 gün önceden başlayan sancılar ben gittiğimde  8-10 dk ya hatta bazen 6 dk lara bile düşmüştü. Kıyamam her sancıda yüzünde güller açılıyordu yada bana öyle geliyordu :P 


 İnanır mısınız anneliğin ne demek olduğunu, annemin değerini ,ne kutsal bir mertebe olduğunu o zaman daha da net anladım.


Dilerim ; bu dünya kadın olarak gelmiş her canlı bu  duyguyu tüm hücreleri ile  yaşar ve sevdiklerinde bu özel anı yaşatır.




Dayko' muz azcık deli olunca kapımız da böyle oluyor haliyle :)
Herkesin başına böyle dayı :P



Kapı süsünün süsünü az bulan Nej ve Sez kendilerinden birşey eklemeden duramazdı ki
Görenler ; siz mi yaptınız bu süsleri dedi :)



Anneannemiz ile ben aynı kafadan olunca doğumu duyar duymaz, azcık dişimizi sıkıp, bir eminönü seferi düzenledik ki sormayın :)


Hemen hemen herşeyi biz yaptık.

Kapı  süsü, taçlar, şerbet süsleri, doğum defteri, çeşit çeşit sepetler, doğum şekerleri...vs



Ana kız bir örnek ..



Doğum şekerlerimizi maaile hazırladık :D Çok eğlenceliydi.
150ye yakın patikleri anneanne Nej ördü tabii ki :=)



Sepetimizden biri,
Nazar boncuklu kartlarımız ile  şekerlerimiz hazır..




Buz gibi doğum şerbeti bir ferahlattı ki bizi sormayın ...



Defter, kalem, kalemlik yine bizden 


En bombası ise  Kalemliğimiz  HOKKA'dan :)


Hani şu dolma kalem için mürekkeb konulan zımbırtı




Tüm gün boyunca bizimle yerde  , gökte kısaca her yerde  doğum - düğün -özel gün fotoğrafçısı   Sevgi Günay Bingindil  pozitif ve neşeli tavırları ile bizleydi...




Ve işte heyecanla beklenen o anlar.
 Annemiz minik yavrusuna kavuşmaya çalırşken, biz tüm dualarımızla annemizi ve İdil Bade' mizi bekliyoruz.


Sonra bir ağlama sesi duyuyoruz. O  ağlıyor biz ağlıyoruz.





Önce İdil' imize sonra annemize kavuşuyoruz

Ve 

Diyoruz  ki   ' Anlatılmaz yaşanır klişesinin  hayat bulduğu an tam olark bu andır ...


21 Temmuz 2011 Perşembe


İstanbulun Osmanlı' dan kalma tarihi yarımadasına aşık biri olarak ayrıca kitapevi-kırtasiye dükkanımız olmasından dolayı çocukluğumun Cağoloğlu' nda geçmesinden dolayı Eminönü, Beyazıt, Sarayburnu gibi yerler benim için bambaşkadır. 


Eminönü her türlü ticaretin yapıldığı, istanbul' un kalbinin attığı yerdir bilidiğiniz üzere. Dediğim gibi yıllardır , baştan annemin alışverişlerini beklerken oyunlar oynadığımız sokakları farketmeden belleğe kaydetmişiz ki.. Ne istesem tık diye bulurum :)


Kürkçü Han , Eminönü' nündeki tarihi hanlardan biridir. Manifatura , çeyiz, havlu , bebek kıyafetleri,yün çeşitleri olarak zengindir. Biz genellikle yün almak için giderdik. Daha sonradan yine hanın içinde ama girişi arkada kalan bir züccaciye keşfettikti sormayın. 


Paşabahçenin tüm ürünleri, cem tencereler - tavalar, egzantirk  mutfak ürünleri,  aklınıza gelebilecek herşeyi  ciddi indirimli fiyatlar ile bulmak mümkün bu köhne dükkanda. Minik bir patika üzerinde kalmasından ötürü 'köhne' diyorum. Yoksa her gittiğimde yeni evlenecekler ve aileleri ile dolu oluyor :) Malum çeyiz alışverişi:)


Bizde bu gittiğimizde resimde görmüş olduklarınızı aldık.Aklıma kalan fiyatlar ,


Kırmızı ,inekli mutfak takımı 4 parçası 10 tl gibi komik bir rakamdı.
Kupalar kaliteli porseleni ile 3tl ve bu kadar soft ve modern şekli ile.  


Züccaciyenin adını hatırlayamasamda 2katlı hanın 1.katında yanı giriş katında olduğunu ve arka tarafta kaldığını biliyorum. 


(Google amcaya tarattım sanıırm adı Özbicanlar züccaciye olabilir ama emin değilim.)



20 Temmuz 2011 Çarşamba


11 Aralık annemin, 14 Aralık anneannemlerin evlilik yıl dönümü ve benim de doğum günüm olması sebebiyle kutlamaları genellikle tüm aile önce yemek, sonra kutlama olarak gerçekleştiriyoruz.


Ben ve kardeşim ailenin en büyük torunları olarak genellikle organizasyon görevi bizde oluyor. Eğitici ve öğretici kimliğimizi de cebimize alarak ayrıca çocukları zapt etmek için, çocukların da yardımı ile "Kelebek pasta yapalım." dedik. Bu gecede onların da parmağı olsun istedik.


Ayrıca böyle aktiviteler çocuklar için oldukça eğlenceli ve gelişimlerini olumlu etkilediğini düşünüyorum. O gün ne fikirler çıktı bir bilseniz :)


Aşağıda gördükleriniz malzemelerimiz :)


Gördüğünüz gibi herşey hazır :D İç krema ve dışına kullandığımız sos dışında. 




Geçen sene Çeşme'den aldığım damla sakızını iç kremaya tat vermesi için kullandık. İç krema hazırlanışı annem tarafından tamamen göz kararı tarifi ile gerçekleşmiştir :D




Hazır pasta kalıbını alıp ikiye bölüyoruz. Dairenin sırtı birbirine gelecek şekilde yerleştiriyoruz. Kalıbın içini Nescafe (şekerli su veya limonata da olur) ile ıslatıyoruz.



Damla sakızı aromalı kremayı kalıbın üzerine sürdük. Üzerine de muz, badem, ceviz koyup tekrardan kremayı sürüp kalıbımızı kapattık.




 Çikolata sosu çok akışkan olduğu için yoğun çikolatalı puding tercih ettik. Tüm pastayı kenarları da dahil olmak üzere çikolatalı puding ile kapladık. Ama bu kısım biraz zorlayıcı oldu. Pasta süsleme için malzemelerden alınıp kaplamak daha mantıklı. Puding muntazam sürülemediği için krem şantiyi tüm pasta üzerine krema enjektörü ile süsledik.
   




Son olarak da bonibonlarla kelebeğin kanatlarını süsledik.

Vveee Kelebek Pastamız hazır :DDD

Afiyet olsun :D


14 Temmuz 2011 Perşembe

Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi blog yazmaya değil, "aktif" blog yazmaya başladım.


Salıncağımda sallanırken, şeftalim, maydonozum, soğuk içeceğim, suyum önümde, kulaklarda Şebo Abla ile yazıyorum. Değmeyin keyfime :D


Bu senenin Anneler Günü Seronomisi'ni nasıl geçirsek diye düşünürken, sadece bir öpücükle bile mutlu olan, canım annemin hiç beklemediği bir şey olsun istedik.


Aklıma arabanın üzerine bağlayabileceğimiz pankart hazırlamak geldi. Öncelikle bizim arabanın yanı başımda olmadığım için, İstanbul'daki evimin önünde park halindeki araçların sağını solunu karışlayarak ölçtüm, bizim arabanın türevlerini gözüme kestirerek (: 


Peki, pankarta ne yazacaktık? Nasıl yazacaktık?


Ne yazacağımıza karar vermeden, nasıl yazacağımıza karar verdik. Elimde olan kumaş parçalarından harfler keserek kumaşın üzerine yapıştırmak güzel fikirdi.


Ne yazacağımıza ise Arçelik'in cıngılı bize yardım etti :)


Sabah kahve keyfimizin sonrasında anneme çaktırmadan Selocan ile dışarı çıkıp  arabayı güzelce çekip, pankartımızı bağladık.


Koşa koşa eve gelip, hiçbir şey olmamış gibi davranırken, annemin soru dolu gözleri ile karşılaştık :)))


Canım annem ilk başta bizlere yapılan bir sürpriz olduğunu düşünse de, yazıya odaklanınca anladı ki ona yapılan bir sürprizdi :))))


Umarım sizler de feyzalırsınız ya da ben sevmem öyle ayol, basbas bağıran sürprizi diyebilirsiniz ;)


Sadece çevrenizdekilerin yüzlerinin gülümsemesine vesile olun, yeter değil mi?



Beni okuyanlar bilir, istikrarsızımdır blog konusunda, yazarım 2 ay giderim, yazarım 5 ay sizinleyim.


Aslında her gün blog okuyup, kahvemi yudumlamak en büyük zevkim olmasına rağmen YAZMIYORUM.


Boş oturduğumu mu sanıyorsunuz? HİÇ DEĞİL!!!


Her gittiğim yerde fotoğraf çekerim, bilgi alır, sizlere yazı yazmak adına çantamı doldururum.


Ama gel gelelim yazmıyorum. Bazen kendime kızıyorum, bazen "Amannn, Sezgi salla!" diyorum.


Sebebini de inanın hiç bilmiyorum desem de inanmayın :)

Ben fena bir şeye tutulmuşum ki sormayın gitsin :(

Bu konu ile ilgili bir kitap okuyorum; hazmede hazmede, kendime pay çıkara çıkara, bitsin en kısa zamanda SÖÖZZ yazacağım.HATUN SÖZÜ!!!

Bugün hareket vaktidir deyip, bilgisayarda, telefonda, mailde, kenar köşede ne kadar fotoğraf, yazılacak yazı varsa döktüm ortaya.

Başladım nizama sokmaya...

Kısacası;

ben aktif blog yazmaya karar verdim blogsfer 


(tabii yersen  :))))