20 Ağustos 2012 Pazartesi


Bazen annelerin çocuklarını zapdememenin ve sürekli bıkkınlık hallerinin sebebi, çocukla doğru aktivitelere de bulunmamak olduğunu düşünüyorum.

Bakın mesela şu kalemliği yapmak! Hem ne kadar kolay, hem de ne kadar şirin ve çeşitlendirebilir bir obje. Gerekli olan sadece kalın ip, uhu ve birkaç renk makreme ipliği...
Hem çocukların el becerileri gelişir, hem de kaliteli zaman geçirmek için süper bir fikir...

14 Ağustos 2012 Salı

Aslında bu  masa nikah sonrası yemek için hazırlanmış, davetliler için masa kartları da film şeritlerinden hazırlanmıştı.
Nedense görür görmez bizim aile yemeklerimiz aklıma geldi.
Uzun masalarda yenen aile yemeklerinde hep bir sandalyem olsun isterim...
Bir sandalyemin olmadığından değil, yerimin daim olması, hatta yeni masalara dahil olma istediğimden...

 Bir sonraki yemekte, runner olarak fotoğrafları kullanmak oldukça başarılı bir seçim olur. Şimdiden merak ediyorum, tadı damağımızda kalan sohbetlerin, fotoğraflarda eklenince nasıl bir hal alacağını....


6 Ağustos 2012 Pazartesi

Fettah Can ile tanışmam çoğunluğun olduğu gibi benimde Gülben Ergen'in Yalnızlık şarkısıyla başladı. Sonrasında kardeşimin deli sevdası ve bu seneki doğum günümde sahnesi kesişince neler kaçırdığımı farketmiş oldum.


Fettah'ı ilk Aralık' ta Gayrettepe Loop' ta izledim. Hatta biraz da çekinerek gitmiştim. Sahnede hem çok eğlenceli, hem gerçekten bu işin üstadı, hem de çok mütevazı. Yerinizde oturamıyorsunuz:)


Eğlenebilir miyiz ki acaba? gibi bir soru ve türevleri Fettah'ın sahnesi için manasız benden söylemesi:) 

Fettah'a 2. ziyaretim ise bu sene sanırım Mart gibi müdavimi olduğum Jolly Joker-Balans' ta gerçekleşti.
Hatta haftasonları full çalıştığım için, işten sonra eve gelip bir güzel uykumu alıp 22.30 sularında gitmiştik. İlla ki gideceğim yani:)

Jolly joker'in yeni açıklanan programına göre de 22 Eylül'de Fettahlı gecelerimize bir yenisi daha eklenecek:)

Fettah'ın web sayfası
twitter hesabı ile sürekli canlı halde :) 

Arada R.E.M ile lise yıllarıma geri gidip geldim. Hey gidi hey ... diyecek yaşlarda da olduk ya :)


Hande Yener, Işın Karaca, Nilüfer, Metin Arolat ... ve daha sayısız sanatçıya şarkı veren Fettah Can'ın sahnesinde hiç sıkılmıyorsunuz. Hatta çoğunlukla eller havada modundasınız. Mesela Rüyalar ile nostalji gemisine binip geliyorsunuz:)

Fettah'ı o gece sevimli kedi baskılı t-shirt
bu yazımda da giydiğim gri uzun pileli eteğim
Gri loaferlarım
ve 
inci kolyelerimle 
dinledim, eğlendim, duygu seline kapıldım:)

3 Ağustos 2012 Cuma


English Home delisi olan var mı benim gibi? Mağazaya girip kendini kaybeden, her bir ürün için yalnızken bile çok tatlı, ayy ayy diye sesler çıkaran, etraftaki bakışları aldırmadan uçuşan bir kelebek gibi cicilere konan var mı?

Bu sefer ki alışverişimizde bu peçetelere vuruldum. İddalı bir peçete koleksiyoneri olarak gördüğüm gibi tüm desenlerden aldım. Elimde 3 çeşit peçeteye bakıp niye 5 değil 6 değil ya diye hayıflandım.

Ben bu peçetelere kıyamam ki? Öyle bakıp bakıp dururum.
Ya da sadece benim ve peçetelerim için hazırladığım bir yemekte kullanırım gibi geliyor. Kısacası paylaşamam :P

Bu arada sizde benim gibi aldıklarınızı paketlettirir misiniz? Sonra eve gelip hediye almış gibi açar mısınız?
(:

2 Ağustos 2012 Perşembe


Düğün davetlilerinin bir çoğunun (senin sadece orada gördüğün ama anne&baba nın sıkı arkadaşları hariç) hayatındaki izleri tartışılmaz. Biri üniversiteden oda arkadaşın, biri ilkokuldan kalemtraşını vermediğin sıradaşın, biri çocukken geceleri devirip sabahlara kadar dedikodu yaptığın, biri işte çok şey öğrendiğin meslektaşın, biri Sezen Aksu kasetleri ile tanıştıran teyzen, biri  yüzmeyi öğrendiğin amcan.

Yeni bir hayata adım attığın o günde,
hayat ağacının her bir dalındaki yaprak oluversin parmak izleri..

 Yeni evinin duvarları süsleyen bir tablo olur kimbilir...

1 Ağustos 2012 Çarşamba


Merhaba ben Sezgi'nin yandan profiliyim:) Bugün ben sizlere eşlik etme görevi bende. Sezgi tatilde :P Çünkü 2 günde 4 tane arkadaş evlendirdi. 

Hepsinin BU MUTLU GÜNDE SİZLERİ ARAMIZDA GÖRMEKTEN.. diye başlayan davetlerinden sonra hiçbirine kıyamayarak, ama kendinden de vazgeçerek gelin&damat yanında 32 diş ile göbekler atar halde bulundu.
Eski arkadaşlarıyla hasret giderdi, uzak kaldığı pistler ile tekrardan buluştu. Zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı ya da fark etmeden pıt diye bir damla düştü eline.
Her şey bu kadar güzelken sadece bir düğünde -onda da ayakkabı ve çantayı unutmuş olarak- kendini fotoğraflayabildiği için pek üzüldü. Halbuki dördü içinde ayrı ayrı, özel özel hazırlanmıştı.


 Her bir kıyafetinin özel ismi olan Zeki Müren'i özenerek elbisesinin adını pespembe bir masal koymuştu. Özel dikim olan elbisesinin sağ kolunun üzerinde 4 kat tül ve omuz detayı için omuz başında kristal tülcükler kullanılmış ki kabarık bir görüntü versin diye.


Aksesuvar olarak da Eminönü ganimetlerinden faydanalanrak imitasyon pırlantaları ile ışıldadı. 
Ayakkabı ve çanta; bu beyaza yakın pembeliğe zıtlıkta güvez rengini tercih etti. Fotoğraflamayı unuttuğu için pek üzüldü. 
Nasıl size güzel eşlik edebildim mi?
Belki yakında Sezgi' de sizlere merhaba der????