Mutfakla ilişkim orta 1'de, okul sonrasında yarım ekmeğin içine sucuk, sosis kızartıp varolan 38kg' lık kütlemi 45kg' lara çıkarmakla başladı. Sonrasında Türk kahvesi nasıl en köpüklü yapılır? sorularına yanıt aramakla ocak başında bir süre geçti.Mikser, kabartma tozu, un derken ortaya çıkan keklerimden sonrasını hatırlamıyorum. Hiç bir zaman anne bu akşam yemekler benden olmadı :)
Üniversite yıllarında özel yurtta, memleket dönüşlerinde tencereler dolusu anne temalı mis gibi yemekler hep önüme geldi.
Kısaca benim mutfağa girme gibi bir sebebim olmadı :)
İş hayatına atılınca, aileden ayrı yaşam ile mutfak artık mabet oludu benim için. Sanırım artık her türlü sulu yemek yapabilir, 10dan fazla misafir ağırlayabilirim. Hatta tarif sorulduğunda ki o göz kararı kelimesini kullanır gördüm kendimi. Tabii hala babaannem benim yemek yaptığıma/ yapabileceğime inanmıyor o ayrı:))))
Arkadaşın yeğeninin 2.yaş gününde, uç uç böcekli kanepelere gördüğüm anda vuruldum. Kuzenlerle toplanıp 3 kişi için pasta keseceğimiz bir gecede bizim masamıza da konuk oldular.
Yapılışına gelince ;
Tost ekmeklerinin kenarlarını kesip, 4e bölüyoruz. Krem peynir sürüp, çeri domateslere hafif kesiyoruz. Zeytin ezmesi ile beneklerini ve baş kısmını yapıyoruz.
Püf noktası: Kürdanları, kesiklerin açılmasını sağlayacak şekilde batırıyoruz ki uç uç böcek olsun diye :)
Kolay gelsin:)
(Son fotoğraf simetri hastalarını çıldırtmak için eklenmiştir:))
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
yorumlarınız