24'e Basarken

Çekirdek ailemizin en küçüğü, dedemin Türkan Şoray torunu, babasının Seco'su, ablasının Sel'i, annesinin Kara K...'nı, çekirdek ailemizin en küçüğünün (!) doğum gününü kutlamak için Limonata sonrası 45'lik yaptık.

(!) koydum; Çünkü artık 24 yaşında, ayakları üzerinde duran, koskocaman bir kütüphanesi olan, deneyimleri ile kendini farklı alanlarda geliştiren ama ne yaparsa yapsın, ailenin en küçüğü ünvanı gerçeğini değiştiremeyecek bir minik :)))

Doğum günü, iş gününe denk gelince  ne yapsak, iyi bir yemek sonrası bişeyler içelim dedik. Koyulduk Limonata yollarına. Alişveriş merkezlerinden nefret ettiğim için , City's  sinema bölümündeki bu eğlenceli mekanı sanırım bir sene önce bir arkadaşımın tavsiyesi ile öğrenmiştim. Ne kadar da gündemi takipte olsak da bazen kaçırabiliyoruz işte :)


Neyse  ben tam bir Limonata tutkunuyum. Yemekten sonra boğaz manzarasını karşıma alıp, etrafımda bir dünya dekorasyon örneği ile tarçınlı türk kahvesi içmek en büyük zevklerimden biri haline geldi.

                          
 Yemeklere gelince; lezzet, sunum ve hijyen konusunda bugüne kadar hiç bir sorunla karşılaşmadım. Bir tabak iki kişiyi doyabilir büyüklükte, orta açlık seviyesi için fazla geliyor.




Bana gelince ise, kolumdaki bileklik Eminönü ganimetlerinden..Severek bayılarak aldım. Her gören ağır sansa da çok hafif ve şık :)


Bu aralar sık sık kullandığım, gömlek yakamı broşlar ile süsleme işine pek sardım. Kardeşimin seneler önce aldığı broşlar çok hoşuma gidince bu işi sürekli hale getirmeye karar verdim.


Gömlek ve elbise ise Koton. 


Yazın bronz tende çk güzel duran kalın örme elbisemi kışın da içine balıkçıl yaka gömlekle kullanarak jileye dönüştürüyorum. 


Gömleği ise aldıktan, 2 saat sonra pazarda aynısının etiketi kesilmiş bir şekilde ve  aldığım fiyattan ucuz bir şekilde görünce baya bi içerlemiştim :(


Neyse tekstil kentiyiz vesselam deyip geçtik

Sonrasında ise her gittiğimizde tüm kurtlarımız döküp, iyi desarj olduğumuzu bildiğimiz 45lik'te eğlendik. Perşembe gecesi olmasına rağmen oldukça kalabalıktı.Hatta hafta sonu o kadar kalabalığı çekmektense hafta içi gelmeyi daha mantıklı bulduk.Ama haftasonunda tadı başka diyerek düşüncemizi çürüttük.


Peki sonra ne oldu? Tabii ki mumlar üflendi.


O da bir sonraki yazı konusu.....