Burnumun dibinde kaçırdığım onca sergi, konser, workshoptan sonra aldığım karar itibariyle 'Asla savsaklamadan gidilmesi gereken yerlere gidilecekti. İşte o kadar!'.Tartışmaya açık değildi bu karar. Hal böyle olunca, emir de büyük yerden gelince Topkapı Harem-i Hümayun yollarına düştük.
Metro,füniküler,tramway yaparak Gülhane'nin bahçesinden okları takip ederek ihtişamlı kapıya ulaşmıştım. Amannn o da nedir? Turist, rehber ve turizm acenta çalışanlarından oluşan inanılmaz bir kalabalık karşıladı beni.
Sergi için gelmişken Topkapı'yı tavaf etmek vardı hayal de ama bu hayalin sonbaharda ya da kışın gerçekleşmesi daha mantıklı olucağına karar verdim.
Beni karşılayan kalabalığın çoğunun bilet kuyruğundan çıkmış olduğunu düşünerek ne yapsam acaba? derken Müze Kart almaya karar verdim.
Topkapı Sarayı'na bilet 25 TL iken 15 TL'ye aldığım Müze Kart ile geçiş sağladım.
Müze kart, Turizm ve Kültür Bakanlığı'nca yapılmış en güzel hareketlerden biri olduğunu düşünüyorum.
Peki Müze Kart nedir derseniz, Bakanlığa bağlı bulunan tüm müze ve ören yerlerine bu kart ile 1yıl boyunca sınırsız girebiliyorsunuz. Giriş yapabileceğiniz yerlerin listesi için tıklayınız.
Gişelerden 1-2 dakika içinde alabileceğiniz Müze Kart için T.C vatandaşı ve yanınızda nüfus kağıdı, ehliyet, öğrenci kimliği gibi belgelerden birinin olması yeterli. Sizin adınıza özel, fotoğraflı bir kart çıkıyor. Tam'sanız 30 TL, öğrenci'yseniz 15 TL karşılığında müze kartınız sizin oluyor:)))
Yabancı turistler içinde 3 gün boyunca kullanabilecekleri 70 TL karşılığında Museum Pass uygulaması var. Yabancı arkadaşları gezdirirken aklınızda bulunsun:)
Sergiye gelirsek; padişahların, eşlerinin ve çocuklarının 300'e yakın eşyası sergileniyordu. Her parça için hımm bunu giymişler, bu tarakla saçları taranmış gibi cümleler geçiyor içinizden. İngilizce ve Türkçe olmak üzere her dönem için çokça bilgi afişi vardı. Fotoğraf çekilmesi yasak olduğu için sadece sergiye giden yolu sizlerle paylaşabiliyorum:)
Fotoğraf çekilmesi yasak olduğunu hem sözlü hem de yazılı ifade edilen sergide hala insan niye fotoğraf çekmek/çekilmek ister ve bu konuda inat eder ki? O kadar turistin önünde örnek olmamız gerekirken, neden böyle bir milletiz demekten kendimi alamadığım anlar olmuyor değil:(
Sarayın bahçesinde hediye eşyalar satan harika bir müze mağazası var. Ben bayıldım, hatta arkadaşlarıma hediye konusunda kararsız kaldığım zamanlar kurtarıcım gibi görünüyor. Desenli fincanlar, işlemeli fularlar, kitaplar, sabunlar...
Ben magnet hastası olarak kendime bir magnet ve kitap ayracı aldım. Tabii sarayın çimenlerinden buz gibi şerbet içerek enerji topladım, çünkü daha çok yolumuz vardı.
Bir de yolda bulduğum bilete bakıp düşündüm: Kaç kişi bizim gibi bilet koleksiyonu yapıyor acaba?
Sarayın bahçesine bakılırsa : KİMSE!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
yorumlarınız